19 Aralık 2015 Cumartesi

Soru-Cevaplar 31-40

31- Ben neyin tekamülden ötürü yapmam gerektiğini, neyi yapmamam gerektiğini nasıl anlarım? Örneklendirmek gerekirse İslama göre evli değilken seks günah. Buna göre "Hormonlara direnmek tekamülümü sağlayabilir" de diyebiliriz ya da "Hayır bu yüksek libido sana yaşayasın diye verilmiş, bunu yapman gerek" de diyebiliriz.

32- Fiziksel ve ruhsal hastalıklara reiki ve diğer uygulamalarla çözüm bulunabiliyorken kilo vermek hatta kas geliştirmek için de bu uygulamalar kullanılabiliyor mu?
Buna göre uyumlamalar var.
33- Secret filminde anlatılanlar ya da çekim yasası ile "Şimdi'nin Gücü"nde anlatılanlar birbiriyle çelişmiyor mu? Yani biri "istediğini tasavvur et", diğeri ise "sadece anda kal" demiyor mu?Videonun 1:20:52 saniyesinde "Gökyüzünde tanrının sizin hayattaki amacınızı yazdığı bir yazı tahtası yoktur" diyor. Bu akaşik kayıtlarla çelişmez mi?
Çelişmiyor. Zamanla anlayacaksınız. İrade yasası var. Zaten biz robot olsak yazanı yaşardık. Mine ile ilişkiniz yazılı değildi ama yaşadınız ama neden, çünkü önüne gelmezler acaba siz ne yapacaksınız diye beklerler. Diğer türlü zaten ne anlamı kalır ki? Uollar vardır ama biz seçeriz.

34- Sözleşmemizde görülen herhangi bir olayın ne zaman olacağına kadar görülebiliyor. Örneğin "İstanbul'a ilk ne zaman gideceğim?" sorusuna yanıt 3 gün sonra oldu. Ancak ben bunu öğrendikten sonra da 3 saat sonra uçağa atlayıp orada olabilirim. O halde bu sözleşmede yazanların güvenilirliğini sorgulatmaz mı? ve sözleşmeyi nasıl etkiler?

Melekler her türlü sözleşmenden haberdardırlar. Ancak sen yazandan daha önce bunu gerçekleştirirsen melekler bu olaydan (örneğin İstanbul'a gitmekten) öğreneceğin olay/şey/tekamülü bekletirler. Yani her halikarda öğrenmen gereken ve yazan şey, sözleşmede yazan tarihte gerçekleşir.
35- Dünya'ya ilk defa gelenler Galaktik oluyordu. Bu yüzden de bu ruhlar, dünyevi şeyleri merak ediyordu: Yemek, seks, yeni yerler keşfetmek istemek gibi. Başka gezegenlere de ilk defa enkarne olan ruhlar, aynı şekilde o gezegene özgü şeylere de bu denli meraklı olurlar mı? Ve o gezegenlerde, bu "merak" öğelerinin (seks, yemek vb) yerine koydukları şeyler nedir?
Olay meraktan kaynaklanmıyor aslında. Dünyaya ya da başka gezegene ilk defa gelen ruha, o gezegenle ilgili şeyler özellikle "şırınga" edilir ki, kendini dünyadan (ya da ilk geldiği gezegenden) soyutlamasın. Şırınga edilen şey, yemeğe, sekse vb düşkünlükler olabilir. Böylece o ruhun tekamülü o şırınga edileni yaparak gerçekleşecektir. Diğer türlü o konulara, o ruh hiç bulaşmaz. O şırınga sayesinde ruh (ruhun gelişimine katkı sağlayacak) yeni şeyler öğrenilir. Galaktiklere bunlar şırınga edilir ki, özellikle bunlarla ilgilensin diye. İkinci soruya cevap ise; başka gezegenlerde de seks var. Ancak tüm diğer gezegenlerde seks, bizim düşündüğümüz/yaptığımız şekilde değil. Bedenlenmemiş ruhların birbirine geçmesi/kenetlenmesi şeklinde de olabiliyor. Bu astral seks değildir ama. Süptil bir birleşme. (Bazı gezegenlerde yaşam bedenlenmemiş ruhlar ile olmaktadır. En ilkel gezegen bizimkidir. Diğerlerinde daha gelişkin ruhlar var.)

36- "Meleklerle Yaşamak" kitabında geçen "meleklerden istekte bulunmak" hakkında bu seferki sorum. Ben "meleklerim .... gerçekleşmesini niyet ediyorum. Eğer bu hayırlıysa biri bana bu olay gerçekleşene kadar mosmor bir şey hediye etsin" diye bir dilekte bulundum. Başka benzer bir dilekte de "... bembeyaz bir şey hediye etsin" diye bir dilekte bulundum. Bu yüzden ben aslında beyaz ve mor şeyler bekliyor haldeyim. Bilinçli ya da bilinçsiz aklımda bu iki şeyi tutuyorum. Ee bu durumda çekim yasası onları bana getirmiş olmaz mı? Ve bu hediye etme durumu gerçekleştiğinde bunun melekler sayesinde mi, yoksa çekim yasasından mı gerçekleştiğini nasıl anlarım?
Çekim yasası bunları getirmez. Çünkü melekler senin bir arkadaşının hediye edeceği bi şey varsa da bunun rengini değiştirtir ki, senin ona bağlayacağın anlam karışmasın diye. Çekim yasasının önüne geçer Melekler.
Peki bana şu an pembe bişey hediye edildi. Bu da dileğime de tek seferde cevap olmuş olamaz mı? Hayır kesinlikle değildir. Melekler nettir.

37- Reenkarnasyon ile ilgili yaptığınız paylaşım videolarından birinde önceki enkarnelerinde başka ülkelerde yaşamış olan ruhların, bi sonraki doğumlarında çocukken iyi derecede o dile hakim olabildiği örnekleri aktarılıyordu. Buna göre ben oldum olası dil öğrenmeye yatkın olamadım. Aslında bu önceki enkarnelerimde hiç dünyada olmadığımdan mıdır?
Evet. Galaktik olduğundan.
38- Dünyada dil kavramının insanlığın birbirleriyle iletişimi önünde adeta bir "lanet" olduğunu düşünmüşümdür. Ruhlar spatyomda ya da başka gezegenlerde nasıl iletişim kurarlar? Nece konuşurlar? Başka gezegenlerde de gezegen içinde farklı farklı diller var mıdır?
Spatyomda iletişim daha kolay. Çünkü orada kelime-sözcüklerle değil de, adeta hissederek iletişim kuruluyor. Bir iletişim sırasında herşey tamamen anlaşılıyorda üstelik. Buna telepati yoluyla iletişim diyebiliriz. Kafamın içinde konuşunca, diğer ruhlar bunu anlıyor.
Başka gazegenlerde dünya dillerini konuşmuyorlar. Telepatik iletişim daha açık onlarda da. İstediklerinde telepati ile, istediklerinde kelimelerle iletişim kurabiliyorlar. Farklı farklı dilleri bilmelerine ihtiyaç duymuyorlar. Çünkü telepatik olarak da anlaşabiliyorlar.
(Farklı dil mevhumu sadece bu gezegende mi var?) Evet. Hiç başka bir gezegende böyle bir şeye rastlamadım. 
(En varoş gezegen burasıysa ve bizim bunca farklı dil zenginliğimiz varsa aslında bu bizim daha gelişkin olmamızın sonucu olmaz mıydı?) Algımız geliştikçe aslında daha az iletişim problemi yaşarız. Bu, yakın insanların (dost, kardeş, sevgili..) birbirleriyle çok vakit geçirmelerinden sonra daha az kelime kullanarak da anlaşabilmesine benzer. Aslında dil, iletişimsizliğin başladığı yerde başlıyor. Dile mecbur kaldığımız için başvuruyoruz. 
(Spritüel güçlerle eşya hareket ettirebilmek ya da iyileştirebilmek gibi bu güçleri kullanarak dünya dillerini öğrenmek mümkün müdür?) Ben böyle örneklere hiç rastlamadım. Ancak bu yöntemlerle hafıza güçlendirilebiliyor ve hatta benim şöyle bir deneyimim olmuştu: Hiç ama hiç bilmediğim kelimelerin anlamını yoğunlaşınca sezgisel olarak bilebilmiştim. Bunu yaşadım ama kullanımı çok çok pratik sayılmaz. Kelime bilmek ya da anlam bilmek dilin kendisini bilmek ve hatta konuşmak anlamına gelmeyeceğinden bu sorunun cevabı kısaca hayırdır.

39- Ruhlar enkarnelerine hep en ilkel gezegen olan dünyadan mı başlarlar?
Kesinlikle buna evet diyemeyiz. Hiç burada deneyimlenmemiş ruh varlıkları var. Her gezegenin verebileceği/kazandırabileceği tekamül farklıdır. Ve her ruh kendi seçimine göre sözleşmesini oluşturur. Neyi öğrenmen gerekiyorsa ona göre bir gezegene gitmen mümkündür. 
(Dünya en varoş gezegense aslında buna göre buranın ilkokul 1 gibi, en gelişkin gezegenlerinde üniversite son sınıf gibi olması gerekmez mi?) Nasıl dünyada her ilkokul farklıysa (paralı/parasız ya da kaliteli/kalitesiz gibi) evrende de her gezegenin aslında ilkokul olma vasfı farklı. Kaldı ki, aslında gelişmiş ruhlara göre bile aslında bu gezegen, en zorlayıcı "sınıf"tır.
40- (Seda Kıroğlu):Sezgileri ve kalbin sesini ayırt etmek. Bu nasıl oluyo? Hoş ruyalarimin bana bicok zaman yol gösterdiğinin farkındayım. Bu her insanda farklı şekilde mi ortaya çıkar?

BU SORU FARKINDA OLMADAN İKİ DEFA YANITLANMIŞTIR. İkisini de paylaşmak istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder