5 Eylül 2015 Cumartesi

Tüm Okurlara Merhaba - 1-10

Bu yazıyla birlikte soru- cevaplarla müthiş bir serüvene çıkıyoruz. Ancak baştan uyarmadı demeyin; her cevap daha çok soruyu beraberinde getirecektir. Yolumuz açık, rehberimiz ışık olsun. Cevaplayan Spritüel Doktor Özlem Tunalı. 

1- Sizi bulduğuma şükürler olsun, gerçekten altın bulmuş gibi hissediyorum telefonda konuştuğumuzdan beri. Peki ama sizden yardım alarak sözleşmemi değiştirmiş ya da bozmuş olmuyor muyum? Ya da eğer bu şekilde düzeltilebiliyorsa herkes yaptırmaz mıydı? Ya da herkesin yaptırması bütünün yararına mıdır? Eğer herkesin eksikleri bu şekilde düzeltilirse bu yaşam sınav olmaktan çıkmaz mı? Ya da kopya çekmiş gibi işin kolayına kaçmış olmuyor muyum? (Sadece kendim için soruyorum)
Benden yardım alarak sözleşmeni değiştirmiş ya da bozmuş olmuyorsun. Sen iyi ol ki, başkasına da yardım edebilesin. Ayrıca ben her danışanıma yardım etmeden önce yüksek benliğime ve meleklere "Yardım etmem hayırlı mı?" diye sorarım. Çünkü o "istenilmeyen durum" tekamül için yaşanılıyorsa benim yardım etmem istenmez ve doğru olmaz. Size ya da bir başkasına bu şekilde yapılan yardımların hepsi "bütünün yararına" olduğundan yapılır ve yapılmalıdır. Sınav yaşayacağımız konular düzeltmiş olmuyoruz, onun haricinde kalan alanları (sağlık, para...) düzeltmiş oluyoruz. Kopya çekmiş değilsiniz, melekler benim aracılığımla yardım etmiş oluyor. Onların da birer parçasıyız zaten tüm evrende. Onlarda bizim iyi olmamızı istiyorlar.

2- Bu arada büyü, nazar ve türlü negatif tesirler evrende gerçekten var mıdır?
Evet. Tamamiyle vardır.

3- Siz "Doğuştan melek görebildiğinizi ve astrala çıkabildiğinizi" söylemiştiniz. Sonradan görebilmek mümkün mü astrala çıkıldıgında? ya da astrala çıkmakta öğrenilebilen bişey mi?
Astrala çıkmak ve melek görmek sonradan öğrenilebilir. Ancak önce kabını genişletmen gerek. Sabırlı ol. Herkes kabı ne kadar büyükse o kadar ilerler. O sebeple bunları yapmaktan önce kabı genişletmek daha önemli.

4- Okunması gereken dualar arapça mı, türkçe mi okumalı ya da ataistler/deistler için alternatif var mı?
Dua okumak enerji verir, frekans arttırır. Yaşayacaklarını değiştirir, yaşamın daha olumlu olur, korunma durumun oldukça artar. Çünkü evrende irade yasası vardır. İsteyene yardım edilir. İste ki, dileğin gerçek olsun, bunun gibi. bunun dışında türkçe ya da arapça okumuşsun, o önemli değil. 
Deistler 4 kitaba göre dua okumak zorunda değil, ki zaten anlamlı da olmaz. Yani içlerinden gelmiyorsa onlar dua ya da kutsal kitap okumayabilir. Fakat deist bir çok arkadaşım var ve çok inançlılar. Çok dua eden insanlar. Peki nasıl dua ediyorlar? İlla Fatiha mı okuması lazım? İlla İncil'den mi bir şey okuması lazım? Kendisi Allah ile konuşuyor, dua ediyor. İlla 4 kitaba bağlı kalarak dua etmiyor, kendinden ediyor. Cümlelerini kendisi oluşturuyor. Yani diyor ki, "Benim Allah'la bağlantı kurmam için bir kitaba ihtiyacım yok" Bu onun fikri. Ama bir iletişim kuruyor mu? Kesinlikle kuruyor. Ve çok çok inançlı insanlar. 

Türkçe okunsa da yeter. Şu var Türkçesini evvela okusun sonra Arapçasını okuyabilir. Ayrıca ses majidir. Tezahür ettirir. Ses etkilidir. Ses evrene ulaşan ve yardıma yanıt verdirten güçlü bir araçtır. Frekansı en kuvvetli 4 dilden biri Arapçaymış. Bir dua hangi dilde yazıldıysa o dilde daha etkilidir. Ama dediğim gibi Türkçesini bilin ardından Arapçasını okursanız öyle okuyun. Anlamını bilmeden sadece Arapça okuyup geçmek anlamlı değil, anlamını bilmek çok önemli. 

Kuran-ı Kerim’i baştan sona defalarca Arapça okuyup 1 kez bile Türkçesini okumamış çok insan tanıyorum. Bu çok şaşırtıcı. Bu kadar çaba sarf ettin anlamını da bilseydin daha da iyi olmaz mıydı? Yaradan her şekilde bizi duyar. Biz kendimizi hangi dilde rahat hissediyoruz, bu da önemli. Kısaca; Arapça okumak daha tesirli olur. Mealinden de yararlanırız o ayrı. Ama en yararlı nasıl olur dersek, Arapçadır. Neden, çünkü o dua Arapça yazıldı. Ayrıca bir de başka bir boyutlar var bu konuda. Allah bize duayı okurken tabii ki de enerji verir, yardım gönderir, sevap verir, melekler de yardım eder ancak; başka bir şey daha var. O da şu: Ölmüş ruhlar var. Sen duayı Türkçe okuyunca sadece Türkçe bilenlere tesir ediyor ve duyuyorlar seni. Ama seninle hiç irtibatta olmayan ve seni hiç bilmeyen bir ruh sen Fatiha okumaya başladığın an sana enerji yollayabilir. Sırf Müslüman olduğu için. O zaman tüm ruhlar Arapça mı biliyor, diye soracaksın bu cümlemle. Müslüman olan ruhlardan bahsediyorum. Tabii ki de Hristiyan olan ruhlardan bahsetmiyorum. Mesela -doğru hatırlıyorsam- İncil'de 23. mezmur vardır. Bizim için Fatiha neyse onlar için 23. Mezmur aynıdır. Hristiyanlarda onu okudukları zamanda 23. Mezmurun enerjisinden yararlanırlar. 

Bu arada "ataistler/deistler için alternatif var mı? Sorusuna gelince; ateistler bir yaratıcıya inanmadıkları için dua etmek gereksinimleri de olamaz. Dolayısıyla onlara alternatif düşünmek saçma olur. Bununla birlikte deistler için hiçbir dinle bağlantısı olmayan dualar yazılması mümkün. Yani bu dualar dilekler ve hayatı kolaylaştırıcı dilekler şeklinde olur. Bir dine bağlanmadan bu şekilde onlar da eğer isterlerse dua edebilirler. Bu şekilde bir talep az olduğundan genelde ülkemizde bu tarz kitaplar Müslümanlık tabanından çıkıyor diyebiliriz.

5- Negatif enerji veren insanları hayatımızdan çıkarmak ne işe yarar?
Enerjimiz emilip durur. düşünün balon patlak ama üflemeye devam ediyorsun, balonu şişirebilir misin; şişiremezsin; değil mi? Enerjimizin daim olması için evvela kim ya da kimler bizim enerjimizi aşağı doğru çekiyorsa bu konuda bir düşünmek lazım.
6- Para için hangi çakraların açık olması lazım?
Evvela 2. çakrayı ve 8. çakrayı açmak lazım. Bu 2 çakra kapalı olduğu sürece kişi para sorunları yaşar.
7- "21 gün olumlama yazısı"nda “İçimdeki çocuk beni affet, senden özür dilerim, seni seviyorum, teşekkür ederim” diye bir ifade var. Burada içimdeki çocuktan neden affetmesini istiyorum?
Biz yüksek benliğimiz ve içimizdeki çocuk ile bir bütünüz. Dünya'da herbirimiz eksiğiz. İçimizdeki çocuğu egoya düşerek çoğu zaman farketmeyiz ve üzmüş oluruz. Onun rehberimiz olmasına izin verirsek sözleşmemize göre hareket ederiz. Onu şimdiye kadar üzdüğümüz çok olmuştur. İnsanın başkasını affetmesinden ziyade kendisini affetmesi lazım. Bir kere her daim kendinizlesiniz. Hadi küstüğünüz kişi ile görüşmezsiniz olur biter, kendimle de görüşmem diyebilir misiniz? Kendinizle barışmadan hayatla barışamazsınız. İçinizdeki çocukla barışın.
8- İnsanın ruhu, insanın bedenine mi benzer? Ya da son bedenine mi benzer? Ya da kaç yaşam yaşıyorsa o kadar çok ruh form mu değiştirir?
İnsanın ruhu insanın bedenine benzemez, alakası yoktur. Diyelim insan çok çirkin de olabilir ama çok erdemli ve güzel bi ruh olabilir.
9- Peki ölü bebek doğması, spritüel olarak ne demek? Sözleşmesi son dakikada iptal mi ediliyor? Ya da yanlış anneye doğduğu farkedilip, müdahale mi oluyor? ("Yanlış anneye doğmak" saçma bi terim oldu, kabul ediyorum)
Annenin ve babanın böyle bir durumda öğreneceği bir durum vardır. Belki bu acıdan öğrenecekler, bunu deneyimlemeleri gerekiyor, buradan yola çıkarak ilerleyecekleri bir iç yolculuk da olabilir. Hiçbir şey sebepsiz değildir. Biz sanıyoruz ki tesadüfen böyle oldu. Tesadüf diye bir şey yoktur. Her şey biz daha doğmadan belirlidir. Bir çocuğun doğup doğmayacağı da belirlidir. Doğup öleceği hatta ne zaman öleceği de belirlidir ve bunların herbirinin altında sebep vardır. Doğru anne ve annenin karnına düşen ruh geri dönebilir, biz buna ölüm deriz. Yalnız bunun da sebebi vardır, yanlış anneye gelmek gibi bir durum söz konusu olamaz.
10- Çok büyük insanların enkarnelerine baktınız mı hiç? Mesela Atatürk şu an nerede, ya da eskiden neredeymiş? Ya da biyerde yazdığına göre nefretle yaşamış insanlar, diğer enkarnelerinde nefret ettikleri tip insanların ailelerine doğarmış. Buna göre Hitler acaba eskiden yahudi miydi?
Baktım ama hepsine değil sadece dikkatimi çekenlere baktım, o da belli bir miktar. Ünlü yazarlara, iş adamlarına, herkesin tanıdığı insanlara az miktarda baktım şöyle bir. Çok zaman alan bir şey akaşik kayıtlar emek isteyen bir uygulama. Bu anlamda bir kısmına merakımdan baktım. Ünlü ressamlara baktım merak ettiğim için ya da tarihe iz bırakan isimlere göz gezdirdim gerçekten önceki hayatında neymiş, nerde nasıl bir hayatı varmış diye. İlginç de sonuçları, bunları çok seviyorum. Sonuçlar etkileyici oluyor. Benim için sonrasında yorum yaparken insanların ne denli değişim gösterdiğini de anlatan bir şey oldu bunlar. Katkıları çok. Çünkü 3. Çakrasında sorunlu birinin dünyaca ünlü bir ressam olması zor. Kök çakra olmadan başkasını etkilemenin yolu yok, liderin kök çakrasında çok çarpı olması gerektiği gibi karma çukuruna da düşmemesi de lazım. Çünkü bu kadar çarpı ile eğer onların hakkını veremezse çukura da düşebilir. Bu anlamda evet Atatürk'e bakmıştım mesela. Hem kök çakrayı iyi kullandığı gibi hiçbir çukura da düşmemiş. Önceki hayatları da gayet erdemli şekilde geçmiş bir ruh varlığı. Zaten bizim yurdumuza bilerek gönderildi devamında da Atatürk bir daha dünyaya gelmedi. Son enkarnesi çok zordu ve büyük görevleri vardı. Hepsini tamamladı ve gitti. Hatta size şu söyleyebilirim; eğer görevlerinin bir kısmı daha tamamlanmamış olsaydı bunları tamamlaması için ona ek zaman verilir ve ömrü de daha uzun olurdu. Oysa Atatürk yapması gerekenlerin hepsini hallettiği için görevini tamamladı ve Spatyom’a geri döndü. Baştan sona algıları açık ve görevli ruhtu kendisi.
30 enkarnelik görevi 1 enkarneye sığdıranlar var, o zaman bir daha gelinmeyebilir. Şimdi gelelim diğer soruya, bir şeyi kınarsanız evvehlar; karma alırsınız. Ardından da bu aldığınız karmayı bu enkarnede ya da bşaka enkarnede olsun ödersiniz ama muhakkak ödersiniz. Peygamber efendimizin de dediği gibi, "Kınamayınız, kınadığınız her şey başınıza gelmeden ölmezsiniz". Bu hayatta ya da başka hayatlarda başımıza gelir. Diyelim ki, şuradan bir dilenci geçiyor ve "Ne tiksinç, bunları da hiç sevmiyorum" dedin. İşte bir yerden aldın karmayı. Bu enkarnede olmasa da, başka bir enkarnede dilencinin çocuğu olarak doğabilirsin. Diyelim ki, Hitler Yahudiydi ve Almanlardan nefret eden bir insandı önceki enkarnesinde, o zaman Alman olarak doğabilir. İşte karma. "Iyy mavi gözlü, sarı saçlılardan nefret ediyorum" demiş olabilir. Yani Hitler karma alıp da gelmiş olabilir. Fakat illa "karma aldığı için ya da önceki hayatında Yahudi olduğu için böyle olmuştur" da diyemeyiz. Böyle bir ihtimal var ama bu kesin değildir. En doğru tekamül süreci nasıl ilerleyecekse ona göre bir sözleşmeyle gelmiştir. O yüzden de Yahudilerin başına Alman despot olarak gelmiştir.